Hepimizin Ortak Mesleği Yargılamak
Hayatımızın her anında yapageldiğimiz, belki bir refleks belki kanıksadığımız ve farkında olmadığımız bir alışkanlık. Bir türlü kendimiz için yapamadığımız ama kendimizden başka herkes için acımasızca ortaya koyduğumuz bu durum, yargılamak.
Duyduklarımızı veya gördüklerimizi kendi bakış açımız, sınırlı bilgimiz ve kendi hayat dinamiklerimiz üzerinden değerlendirmek hiç bir zaman doğru bir davranış olmadı. Bir başkasının ortaya koyduğu davranışları, söylediği sözleri, savunduğu fikirleri ya da tam tersi, yapmadığı, söylemediği ve savunmadıklarını sadece kendi bilgimiz ile değerlendirmek dünya üzerindeki en acımasız davranış olsa gerek. Sığ bir bilgiye ya da basit önyargılara dayanan bu değerlendirmeler en çok bunu yapan kişiye zarar veriyor. Benlikte kocaman bir çöplük oluşturan bu düşünce çabaları aynı zamanda kişinin hayatının da olumsuz seyretmesine sebep veriyor.
Bir nevi "niyet okuyuculuğu" yapmak da diyebiliriz bu duruma. Başkasının halis bir niyetle ortaya koyduğu davranışı kendimizce kötü bir niyetle yaptığını düşünmek onu yargılamaktadır. Yaptığından ve niyetinden tam olarak haberdar olmasakta.
Metroda iki kızı ile seyahat eden bir adam. Kızları sen şakrak, metroda diğer yolcuları rahatsız edecek şekilde hareketler yapıyor. Çocuklar olabildiğince mutlu ve keyifli. Adamsa bir o kadar üzgün ve çocukların bu aşırı hareketlerine karşı alabildiğine duyarsız. Bu durumdan rahatsız olan yolculardan biri adamın yanına yanaşıp sordu; “Beyefendi, kızlarınızın yaramazlıklarına neden engel olmuyorsunuz?” Adam dedi ki, “şimdi hastaneye gidiyoruz, annelerini ziyarete diye biliyorlar ama az önce annelerinin vefat ettiği haberini aldım. Bunu onlara nasıl anlatacağım onu düşünüyorum.”
Hayatta çoğu şey bizim gördüğümüzden ya da duyduğumuzdan ibaret değildir. Ve sadece gördüklerimize bakarak olayları değerlendirmek, insanları yaptıkları ya da yapmadıkları üzerinden yargılamak haddimiz değildir, olmamalıdır da. Tüm bu yazılanlardan şu anlam da çıkmamalı. Hatalı olanlara, yanlış yapanlara hatalarını söylemeyelim ne de olsa bir sebebi vardır susalım. İnsana hatası söylenir, ki daha iyi bir insan olsun. Zaten gerçekten kamil olan insan kendisine hatasının söylenilmesinden memnun da olur. Tam olarak yapmamız gereken şey, insanları değerlendirmeden ve bir konu üzerinden kınayıp ayıplamadan önce kendi yaptıklarımıza ve davranışlarımıza bakmak.
Ne de olsa insan insanın aynasıdır. Başkasında aslında kendini görür insan…